15 Mart 2016

KADINLAR KUAFÖRLERİNİ NEDEN TERK EDER?

Bu yazıda biz kadınların çok seçici olduğu kuaförlerin bizler açısından olumsuz yönlerini ele alacağız. Kuaförler için örnek vaka, "case study" bir yazı:) Bir müşteri sizce aynı kuaföre neden uğramaz? Sadece saçının rengini beğenmediği için mi?

Yazımı belki bu mesleğe bir umut olur düşüncesi ile yazıyorum. Tüm emekçilere saygı duyuyorum, mesleğinde iyi olanları tüm bunların dışında tutuyorum ama yine de diyorum ki; güzellik sektöründe iseniz hele hele bir kuaför iseniz bir kadının sizden beklentisi çok yüksektir. Kuaför arkadaşların etrafta "iş yok" diyip durumu kadere kısmete bağlamaları da beni öldürüyor açıkçası.
 
Madde 1: Kuaföre gelen kadın mutlu olmaya gelir. Sen kadının saçının tokasını açıp, o saçı elinin 5 parmağı ile karıştırıp "Bu saçı kim kesti?" sorusunu sakın sorma! Zavallı biz kadınlar aynada o saçı başı dağılmış halimizi görünce hele bir de saçımıza laf edilince dünyanın en mutsuz ama en vahşi kaplanı kesilebiliriz. Pençelerini çıkarmak istemiyorsanız müşterinin, sakın bunu yapmayın.
 
Madde 2: Müşteriyi eğer salonda bekletecek iseniz lütfen yanına bir bardak su, çay kahve ve en önemlisi onu havaya sokacak tarihi geçmemiş bir moda veya kadın dergisi koyun. 1988 yılından kalma dergiyi kim ne yapsın? Kaldı ki geçen ayın dergisini bile vermenin o müşteriyi kaybedeceğinize delalettir. Paraya kıy ve magazin dergilerini her ay al be kardeşim.
 
Madde 3: Etrafı derli toplu tutun. Ben saçımı boyatırken yanıbaşımda başka bir kadının ayak bakımını veya pedikürünü izlemek zorunda değilim. Pedikür için lütfen ama lütfen ağda odası gibi bir alan yaratın. Bu kuaförleri hiç affetmiyorum ve gitmiyorum. Benim gibi binlercesi var. Iyyy gerçekten korkunç. En son bir kuaförü bu sebeple eledim hayatımdan.
 
Madde 4: Müşterinin kafasına süreceğiniz boya markası için kendi kendinize "organik, bilmem ne..." özellikleri katmayın. E biz sizi görüyoruz boyayı karıştırırken, şimdi kadınlar cin gibi. Hangi marka organik hangi açıcı daha iyi kim neyi  kullanıyor... Yani "yok yemezler".  Loreal ise Loreal de. Neva Color ise Neva color. Ne yani Eminönü'nden aldığın boya zaten 4-5 TL. 1 tüp gitmiyor bile bazı saçlara. Bir de "organik buuuu, böyle açıyor, şöyle özelliği var" diyerek bize de 500 TL fiyat verme. Yine kaçırırsın. Dürüstlük çok önemli. Kadınlar aldatılmayı sevmez...
 
Madde 5: Salonda çalışan elemanları seçip işe almaya ne dersin? Bir "merhaba" demeyi bilecek kadar Türkçe'ye hakim olmalı. Güleryüz... Kimse  "Ay ne kadar COOL elemanları var..." diyerek suratsız bir ekibin olduğu mekana tekrar gelmez. Bir bakıyorsun çalışanlar rica minnet sanki oradalar ve zorla saçına fön çekiyorlar.
 
Madde 6: En çok uygulanan işlem FÖN. Fönü çeken havalı arkadaşlardan olmayın sakın. Bir bakarsınız daha saçı yeni tutamlara ayırıyor ama sizin secelenizi çıkarmıştır. Nerede çalışıyorsunuz, evli misiniz, nerede oturuyorsunuz, hangi şampuanu kullanıyorsunuz... Yahu bu ne çene? Belki canım konuşmak istemiyor hatta zaman zaman kimse ile diyaloga bile girmek istemiyorum. Bu samimiyet hadsizlik nereden geliyor? Hangi münasebet ile? Güleryüzlü olmak ayrı, yılışıklık ayrı. Yılışıklığa maruz kalan kadın kaçar kardeşim kaçar.
 
Madde 7: İkide bir yanımıza gelen diğer elemanların manikür pedikür sorularının yerine duymak istediğimiz şey "Bir şey içer misiniz?". Manikür istersem, ağda istersem söylerim zaten. Beni gereksiz diyaloglar ile sıkma zaten sıramı bekliyorum hem de başkasının güzelleşmesi için. Öncelik benim güzelliğim!
 
Madde 8: Fön çekmek için saçımı yıkadıktan sonra hart hart tarama. İstersen once bir serum falan sür. Tüm dünya bunu yapıyor. Sen nerede kaldın? Boyalı, taş gibi saça vur fırçayı, saç teli olsun 10 bin parça. Tabi kendi saçında bakım 1500... Müşteriye gelince hart hart tara yol saçları, nasıl olsa senin saç değil! Özen göster, özenli ol. Yazık o koltuğa oturup sesi çıkmayanlarda var kibarlıktan bu durumlarda bazı arkadaşların. Ama bil ki kaybettin o müşteriyi. Yazık...
 
Madde 9: Post makineniz Yoook muuuu? Yıl 2016 hala salonunda post cihazı olmayanlar, sağdan soldan esnaftan isteyenler bir de üzerine artı fiyat koyanlar var. Post cihazı olunca kem küm de kem küm... "Nakitte 200 TL, post olduğu için 250 çekmek zorundayım". deme şunu ya... Kaybettin gitti müşteri.
 
Tüm bunlara bakarsak;
- salona sırf masraf olmasın diye almadığın  50 TL.lik dergi,
- dükkan kirasını çıkarmak için post cihazından kazanacağın ekstra 50 TL.
- 50 TL. az maaş verdiğin personelin
 
müşteri kaybetmenize değer mi?
 
Bu arada bu kuaförlerin içinde Etiler, Nişantaşı da vaaar, Beylikdüzü, Bakırköy de... 
 
Umarım iyileştirici yanlarını görebilirsiniz bu yazının. Hizmet sektörü hata affetmiyor malesef.
 
Sevgiler,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder