8 Ağustos 2014

KONUŞUYORUZ KONUŞUYORUZ DA NASIL KONUŞUYORUZ?

Güzellik sadece dış görüntü ile değil güzel konuşmayla da ilgilidir. Güzel konuşma "Diksiyon" hepimizin iletişimde doğru anlaşılabilmesi için önemli bir rol oynar. Diksiyonumuzu nasıl iyileştirmeliyiz? Konuşurken karşımızdakinin kopmadan dinlemesini nasıl sağlarız? 


Ailemizle başlar iletişim hayatımız, daha sonra okul hayatındaki iletişimimiz, arkadaşlarla olan iletişimimiz ve iş hayatındaki iletişim becerimizle devam eder. Konumuzdan çok uzaklaşmadan bir giriş yapmak istedim. Aslında çok derin bir konu. Kısaca iletişim hayatımızın her alanında bize eşlik ediyor ve doğru iletişim için altın anahtar "diksiyon".


GÜZEL KONUŞANI DİNLEYİN
Diksiyon denince akla gelen önemli isimleri öncelikle bir kayıt altına alın ve konuşmalarını lütfen dinleyin. Onları ne kadar dinlerseniz o kadar diksiyonunuz için faydalı olacaktır. Burada isim vermeyeceğim ama diksiyon kursu veren özellikle TRT'de emeği geçmiş isimleri ara sıra dinlemenizi önerebiliriz.


KOMİK DURUMA DÜŞMEYİN
İş hayatım boyunca özellikle medya sektöründe iken diksiyona dikkat etmek zorunda hissettim kendimi ama günlük yaşamda ses tonlaması, düzgün nefes alma, diş ünsüzlerinin ses çıkışı gibi konularda daha rahat davrandım hali ile. Düşünsenize kurumsal bir şirkette toplantı esnasında sunumunuzu yaparken ana haber spikeri ses tonu ve diksiyonu ile konuştuğunuzu... Kafalar çevrilip size dönecektir bu ne yapıyor diye. Herşeyde olduğu gibi yerinde davranmak daha anlamlı olacaktır. Yine bir örnekleme yapacak olursak günlük yaşamda arkadaşınızla konuştuğunuz gibi tanımadığınız bir numara sizi aradığında aynı tarzda konuşamazsınız. 


YABANCI KELİMELER
Gelelim dilimize giren süper, nüans, asosyal, billboard gibi kelimelere. Bu kelimelerin zaman zaman Türkçe karşılığı tam anlamı ile olamayabiliyor. Ama biliyor musunuz aslında Türkçe'de de ifade edilebilir kelimeler. 'Sıcak bakıyorum', 'problem yok', 'nasıl gidiyor?' gibi kalıplar İngilizce'den dilimize yerleştirilmeye çalışan kalıplar. Değerli Süha Çalkıvik hocanın dediği gibi çoğu kişi 'egzajere'nin anlamını bilmeden kullanır!


MARKANIN ORJİNALİNİ RAHAT BIRAKIN
Markaların söylemi ile ilgili birkaç notum olacak. Bir marka yabancı ise yabancı okunduğu gibi okuyunuz. Örneğin GUESS, bu markaya kimse Türkçe GUESS demiyor. Çünkü hem markaya saygısızlık oluyor hem de komik bir ses grubu ortaya çıkıyor. Aynı kuralı tüm markalara uygulamamız gerek. Markalar orjinalinde nasıl ise öyle telaffuz edilmelidir.

DOĞRU NEFES
Konuşmaya başlamadan önce doğru nefes tekniğini yani diyaframdan nefes almayı öğrenin. Diyaframdan nefes alıp almadığınızı nefes alıp verirken karnınızın şişip inmesinden anlayabilirsiniz. Göğsünüz değil karnınız şişmeli!

HECELERİ YEMEYİN
Artikülasyon dediğimiz doğru hecelemeye dikkat edin. Hecelerin hakkını verin ve onları yutmayın. Çok hızlı veya çok yavaş, çok gevşek konuşup dinleyiciyi konudan koparmayın. Bunun bir standartı tabi ki var. Saniyede 2 kelime normal konuşma hızıdır. Mır mır da mır mır konuşmayın.

NE KONUŞACAĞINIZI BİLİN
İster sunum konuşması, ister ayrılık konuşması, ister iş görüşmesi, ister diş doktorunuzla dişlerinizle ilgili bir mevzunuz olsun ne konuşacağınızı önceden en az 3 defa düşünüp tekrarlayın. Sunum öncesi konuşmanızı en az 4 defa okuyun!


İLK 3 SANİYE
Karşısına çıktığınız kimsenin ilk 3 saniyede sizinle ilgili düşünceleri oluşmaktadır. Bu sebeple selamlama, kendinizi takdim etme, konuya girme gibi konularda kelimelerinizi dikkatlice seçin. 
İletişimde kendinizi ezdirmeyin. Ne konuşma yapacağınız kişinin üzerine çıkın ne de altında kalın. Anlatmak istediğim nokta karşınızdaki ile kendinizi her anlamda eşit görmelisiniz ki temiz anlaşılır bir konuşma gerçekleşsin. Bu şekilde kendinizi daha iyi ifade ettiğinizi göreceksiniz. 

Unutmayalım ki ünvan, ırk, yaş, sınıf gibi ayrımcılığın olduğu yerde doğru iletişim gerçekleşemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder