Pages

20 Kasım 2016

BİR PAZAR ZONASI...


Bir söz vardır onunla başlayalım;
Siz benim nasıl yandığımı nereden bileceksiniz???

Ah ah, yaklaşık bir hafta önce başlayan derideki hassasiyet iki üç güne acımaya başladı. Sorunlu bölge tam olarak sol göğüs altından başlıyor ve sırta doğru devam ediyor. Oldukça geniş bir alan. Özellikle üzerine yatamaz, derinize dokunamaz hale geliyorsunuz. Halk arasında gece yanığı diye bilinirmiş. Çok doğru çünkü sanki derime kaynar su dökülmüş ve içeriden içeriden sancıyor!


Tam üç gün sonra minik kabarcıklar çıkmaya başladı. Dokunamıyorsunuz bile. Tabi ben bu arada hiç bir doktorun tavsiye etmediği internet araştırmamı yaptım ve teşhisi koydum. Allahım Zona oldum!


(İnternete doğru bakıp doğru yorumlarsanız size fikir verecektir görüşünü savunanlardanım ve inanın bugüne kadar yanılmadım bu konularda. Tabi endişeyi arttırmıyor değil göreceğiniz ve okuyacağınız görsel/bilgiler.)
 
Zona için tam 6 ilaç verdi doktorum. İçinde sancılar için İĞNE de var!!! Ben iğne olmak yerine arada sırada bıçak saplantısı hissi veren sancıları bağırarak karşılamayı tercih ettim. İğneden korkuyorum ve sevmiyorum çünkü.


3.gün ilaç kullanımında sancılarımın arası azaldı. Ama bu nasıl bir hastalıktır. Hemen uyarımızı yapalım buradan. Bu belirtileri yaşayan okuyucular doktora gidip hemen tedaviye başlamalı. Tüm vücuda bu ZONA dediğimiz sinir ucu iltihabı yayılabilir ve tehlikeli bir hale gelebilir. Bu hastalığı hafif geçirenler de varmış. Bağırttırmayan Zona yani.


Benim ki güçlü çıktı sanırım. 8 yıllık sevdiğim işimden ayrılmam, 3 gün önce çok ama çok sevdiğim melek gibi bir ağabeyimi kaybetmem, epilepsi ile verdiğimiz savaş, aman çocuk yapmalı mıyım derken al sana Zona Elif.


Herkesin derdi kendine tabi ama bazılarımıza gani gani bu dertler. Her şeye rağmen gülmek, mutlu olmak hep dostumdur benim ama niye böyle oldu anlamadım. Demek ki bir yerlerden çıkıyor acısı. Kaçış yok...


Bu sırada ne yapıyorum film izliyorum, kitap okuyorum, yazılarımı yazıyorum. www.kokpit.aero ya baktınız mı? Yeni yazımı yazdım dün. Film olarak ise Halka 2 korku filmini izledim. Bu seriyi sevmeyenlerdenim ama merak ettim 2. filminde nasıl saçmalamış diye. 2003'de çekilmiş yahu gençmişiz.


Hafta içi olsa da Başkent İletişim Akademi'me gitsem çok özledim onları. Umarım derste zonklamalarımdan çığlık atmam. Ses ve nefes egzersizlerini bol bol yaptım evde bağırarak.


Of pazar pazar içimi dökmek ve sizi bu hastalık hakkında bilgilendirmek istedim. Zira evden çıkamadığım için sağa sola sataşır durumdayım. Istirahat etmen gerekir diyorlar ama sıkıldım evde ben... Buralara sataşacağım artık idare edin.


En en en önemlisi yalan dünya işte. Fatih Ük ağabeyime Allahtan rahmet diliyorum, mekanı Cennet olsun inşallah. O hep iyilik yaptı, efendi bir insan, ailesine eşine işine aşık bir insandı. Farklı bir alemde eminim onu güzellikler bekliyor. Bizlere de sabır diliyorum onsuzluk için... Çok üzgünüz anlatılacak gibi değil.


Şimdi bu yazıyı yazarken bir yandan Koray Avcı eşlik ediyor, göz yaşlarımı tutamıyorum sözlerin ve şarkının güzelliğine bakın;


Bugün Dağların Dumanı Aralandı, Hoş Geldin
Ah ışıklar Içinde Kaldım, Yandım Efendim


Sen Bana Yangın Ol Efendim, Ben Sana Rüzgâr
Tutuşsun Gün Yansın Geceler, Zamanımız Dar


Sen Bana Geç Geldin, Ben Sana Erken
Tutuşsun Gün Yansın Geceler, Vaktimiz Varken


Bugün Günlerden Güzellik Sefa Geldin, Hoş Geldin
Ah Bu Yağmur Yalnızlığımmış, Dindim Efendim


Sen Bana Yangın Ol Efendim, Ben Sana Rüzgâr
Tutuşsun Gün Yansın Geceler, Zamanımız Dar
Sen Bana Geç Geldin, Ben Sana Erken
Tutuşsun Gün Yansın Geceler, Vaktimiz Varken




Sevgiler,


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder